23 Haziran 2009 Salı

...




- lütfen...

11 Haziran 2009 Perşembe

Jelibon?


- aslında denemek lazım la, merak ettim sıcakta kalıp erimiş jelibon kütlesini...


not: ekşibition'dan, serseri marti nickli kullanıcının gönderdiği eserdir, paylaşma amacıyla şey ettim...

28 Mayıs 2009 Perşembe

Operation: Bezelye

Yaz geldi artık ve her yaz olduğu gibi yaz yiyecekleri de pazardan evlerin mutfağına doğru akmaya başladı, bamya, taze fasuli, beyaz soğan, börülce, semiz otu, patlıcan, dolmalık biberler ve de meşhur bezelye ve arakalar...



Şimdi bu kadar efsane yiyecek arasında bunun hakkında konuşacağım lakin bizim evde işleme prosesi açısından yıllar önce yaptığım bir artizlik sonucu bezelye ayıklama işlemi her daim bana aittir, çok da dert etmiyorum gerçi, yıllık en fazla 15 kg. bezelye ayıklıyorumdur yani ama yemek yemeyi nasıl seviyorsam Gregor Mendel'in gen çaprazlaması ve soy özellikleri aktarımını anlamasını sağlayan bu ufak yeşil topçukların içinde bulunduğu yemekleri de çok seviyorum...


Neyse yıllar önce ev harici bir yerde yediğim bezelyenin vasat tadı ile anneme danışmış, ayıklanan bezelye ile hemen yapılan veya şoklanıp buzluğa kaldırılan yani evde her zaman yediğim bezelyenin tadının kat kat daha güzel olduğunu öğrenmiş ve bunun üzerine büyük oynamaya karar vermiştim, akşama yaptığım basın açıklamasında ''eve giren her bezelyeyi ben ayıklayacağım, istediğiniz kadar alın, hepsi benim elimden geçecek'' demiş bulundum; bunun üzerine kesemizin yettiği kadar eve giren bezelye kilosu katlanarak büyümüş ve paso ayıklama işi bana kalmıştı, hatta 2007 yazında annemin taklasına gelen Noyan ve bir arkadaş (?) ile 3 kişi ayıklamak durumunda kalmıştık, artizlikten de geri adım atamayıp ellerim yeşil olana kadar ayıklamaya devam ettim ve edeceğim, süper bir yiyecek lan bence...


Not: Böbrek efendi, ayıklıcam derken bunu da kastetmiştim aslında :)

18 Mayıs 2009 Pazartesi

04:05:06 07:08:09


gavurlarda ay/gün/yıl şeklinde yazıldığı için 8 Temmuz'da olacak olan olay, bizde 7 Ağustos'ta olacakmış bu durum, çok da s.kimde, 20/02/2002'yi de görmüştük, bir numara yok bu işlerde ama hatırlatayım dedim, dünya yok olur felan belki, demedi demeyin sonra uzay boşluğunda...

Gerçi gecenin o saatinde kıyamet mi kopar ya, kimse olmaz dışarıda, sahur vakti gibi...

Kaynak: ekşibition'da entry ca isimli user'ın gönderisidir bu, direk oradan arakladım, her hakkı saklı değildir, zındıktır, godoştur, koca gözlükle soğan doğrayan çoluk çocuktur...

6 Mayıs 2009 Çarşamba

oooh, keyife gel...


-yeni monitörüm sayesinde açılan boşluğa hemen sofra kurdum, miss...

29 Nisan 2009 Çarşamba

yapma be Gülçin!

her zaman olan şey gene oldu, ne vaatlerle, ne umutlarla kurulan grup gene dağıldı; hem de yanı başımızda, Grup Hepsi... yaşıtım tipler aslında ama rahat bir 10 yaş altlarına hitab eden bir grup olarak kuruldular, şarkılarında s.kimsonik sözler, az biraz güzel altyapı vardı, çok güzel çekici de değillerdi Gülçin hariç, şarkı da söyleyemiyorlardı gene Gülçin hariç, danstan zaten anlamam ama dinledim bunları gizli saklı,
zalımlar duymasın,
zalımlar bilmesin...


neyse, olan olmuş ve bunlar ayrılmış, daha doğrusu Gülçin Ergül isimli zenci gırtlaklı ve en güzel olanları, magazin basınında çıkan ve Hepsi'nin diğer üyeleri tarafından söylenene göre, birine aşık olmuş ve arkasından Dubai'ye gitmiş, Dubai'ye gittiğine göre birisi değil kalantor bir amcamızmış, zaten bi türlü anlamadım o Dubai otelini, mına koyayım, bizim ülkeden bile herkes gidiyor ev gezmesi gibi, tüm dünyaya oranlasak, bi içler dışlar çarpımı falan, 7 düvel gidiyo lan oraya, kaç odalı o otel, neyse sokayım otele... Grup Hepsi'deki kalan kızlar bunu söylemiş ama Gülçin'ciğim de 'paramı alamadım, vermediler paramı'' gibi bişi söylemiş, iki taraf da saçma nedenler sunmuş kanaatimce ''yıllardır uğraşa didine yaptığınız işleri, hayran kitlesini bir aşk uğruna mı yakarsın yoksa 4 kişilik grubun kazandığı parayı gene o 4 kişi içinde kim kime vermiyo para kime gidiyo en başta gibi saçma problemler mi yaşarsın...


işte bir şekilde dağıttılar bu grubu ama öyle bir dağıttılar ki anlam olarak ikiye böerek; grupta tek şarkı söyleyebilen, tek güzel olan ve büyük ihtimal de dans edebilen Gülçin Ergül bir tarafta, diğer vasıfsız 3 kişi öbür tarafta ama Gülçin de tek başına grup kurabilecek veya müzik piyasasına atılabilecek bir zeka parıltısı, göz neferi veya karizma göremiyorum, e diğer kalan 3'ü de grubu devam ettiricez diyor ama pek de iyi değiller kayıptan sonra, o yüzden harika bir dağılma yaşamışlar, ne biri işi devam ettirebilecek ne de ayrılıp yeni şekile girebilecek...

Her şekilde de Grup Hepsi kaybetti ve geriye 10-18 yaş arası genç kızlar, o hayranların arasında saklanarak konseri dinlemeye çalışan ben ve beğenerek dinlediğim şarkıları kaldı;
hayınlar duymasın,
hayınlar bilmesin...

10 Nisan 2009 Cuma

memleketimden zombi manzaraları#1

Yurdumuzda son biyolojik virüs faciasından sonraki sayımlara göre 200.000 civarı Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olan zombi yaşamakta; sessiz çoğunluğun sesi olarak onların dertlerini ve günlük hayatta yaşadıkları güçlükleri de sizlere yansıtmak, onların çaresizliklerini sizlere göstermenin de benim boynumun borcu olduğunu düşünüyorum lakin biz hergün gündelik yaşantımızı yasalara ve kurallara uygun bir biçimde huzur içinde yaşarken onlar hep eziliyor, hor görülüyorlar belki benim gibi ilgili insanlar olmasa bunların hiçbirinden haberiniz olmayacak...

Ancak onların da bizler gibi yaşamaya hakkı var, onlar da vergilerini ödüyorlar, sosyal sorumluluklarını yerine getiriyorlar, bizlere saygı duyuyorlar ve 'kısmen' de olsa bu memlekette yaşıyorlar...

İşte bu manzaralardan birkaçı...

Emekli maaşı kuyruğunda ezilme tehlikesi geçiren yaşlı bir zombi amcamız; yüzündeki, yılların çektirdiği acılar ne kadar da belli, değil mi?


Öldürülen taksici arkadaşları için şehir içi trafiğini kapatarak protesto eden bir grup çilekeş zombi grubu; manzaranın sonu belli, polisin acımasız pompalı tüfekleri tarafından beyinleri patlatıldı, kopan kafaları, kollarını ve bacaklarını toplayarak kaçmak zorunda kaldılar...



Sendikalı oldukları için sebep gösterilmeden ve tazminat verilmeden işten çıkarılan tekstil atölyesi işçileri; işbirlikçi patronlarının emri ile görevliler tarafından içeri alınmamış ve üzerlerine gaz dökülerek yakılmışlardır, olaya tanık olan fotoğrafçı bir arkadaşımın dediğine göre, kendini söndürmeyi unutup otobüse binmeye çalışan bir zombi de vatandaşlar tarafından otobüsten tekme tokat atılmış...



SSK'lı olmadıkları için devlet hastanelerine kabul edilmeyen zombilerden genç bir anne; çocuğunun çatapat oynarken patlayan beynini toparlattırmak için hastane koridorlarında ağlayan bu genç anne, görenlerin adeta içini yakıyor ama sonuç gene aynı, hastanenin hasta bakıcıları tarafından uzilerle delik deşik edildi, çocuğa da vole koymuşlar gider ayak...



Yine zor şartlarda çalıştırılan bir zombi vatandaşımız; günde 18 saate varan mesailer yüzünden çalışırken sandalyede uyuyakalmış sessizce, kim bilir rüyalarında neler görmekte bu az maaşlı gariban; ofisin çaycısı tarafından ensesine kaynar çay suyu dökülmek suretiyle uyandırılmış ve çalışmaya devam etmiştir...



Yardım kisvesi altında küçük duruma düşürülen zombi kardeşlerimiz; ismi verilmeyen bir hayırseverin bayram öncesi erzak yardımı yine çileye döndü, yıl 2009 iken böyle manzaraları görmek bizi çok üzüyor zaten hayırsever yardımı da değilmiş, erzak kutusu kamyonunun kasasından çıkan Bixi isimli bir ağır makineli tüfek ile tüm zombilerin pekmezi akıtıldı...





Açlık, bazen zombilerin en büyük sorunu haline gelebiliyor, işte yine bildik bir manzara; açlıktan şaftı kaymış bir zombi, çöpleri karıştırmakta, guruldayan karnını doyurmak için bir lokma ekmek aranmakta ama gene ne oluyor, belediyenin gaddar çöpçüleri tarafından çöp kamyonunun arka presine atılıp suyu çıkana kadar ezilip yolun kenarına bırakılıyor ve kimse de bunun hesabını sormuyor, ee şarkıda boşuna dememişler, ''kör olası çöpçüler'' diye...




Çok yorum ve bilgi gerektirmeyen bir kare daha; alışverişten dönen bir zombi ailesi, yarı otomatik silahlarla sadece eğlence olsun diye semtin zengin çocukları tarafından kevgire çeviriliyorlar; uzuvları yerinde olup kaçmaya çalışan şanslı zombileri de takip edipbomba ile patlatmaları ise adeta insanlık dışı; sonuç mu, hesabı sorulmadan katledilen 6 tane zombi vatandaşımız...



Gündelik yaşantımızda, kendini insanlara kabul ettirmeye çalışan zombiler de var tabii ki, mesela bu hanım kızımız gibi; saçlarını kızıla boyatmış ama geçen sürede gelen dip boyası ihtiyacı için kuaföre giderken küçük çocuklar tarafından sapanla taş yağmuruna tutulmuş ve sağlam olan tek gözü çıkmıştır; işte bu karede kör bir halde ne yapacağını bilmeden gezinen genç bir zombi kızımız... (boyu da kısa olduğu için objektife yarım girmiş)