Eskiden olsa bayılmıştım panikten;
Yüzüklerin Efendisi'nden bir bölüm, filmin fanları tarafından amatörce filme çekiliyor ve sitelerini inceleyince de milyon dolarlık New Line'dan pek farklı olmadıklarını görüyorum, kesinlikle bir
trailer project faciası değil ve ismi de çok anlamlı
The Hunt for Gollum; anlamlı dediğim içeriğini belli ediyor...
Daha bugün öğrenip düzgünce araştırma yapmadan direk yazıyorum keza uzun zamandır ilk kez bu kadar helecanlandım, eskiden pek düşünmezdim
Yüzüklerin Efendisi'ne olan heyecanımın azalacağını ama oldu işte, insan kabullenemiyor ama kudurmuyorum artık eskisi gibi, beni ben yapan etkenlerden biri sonuçta, hayatımın sonuna kadar güzel anılarla hatırlayacağım bir eser, bir roman, bir film, bir tad, bir doku...

Konuyu özetle bir açıklayayım;
Bilbo Baggins,
Gandalf ve Kuzeydeki
Demir Tepeler'den gelen 12 cüce ile Yüce Ejderha
Smaug'un cücelerden çaldığı hazineleri bulmak için heyecanlı bir serüvene çıkmıştır ancak şanstır ki bu macerada yolu,
Sauron'un yaklaşık 3000 yıl önce
Gondor'un Yüce Kralı
Isildur tarafından eli kopartılarak alınan ve kısa süre sonra kaybedilen (hıyar herif, Yüzük'ü aldığı gibi takmış saniyesinde ork oklarının hedefi olmuş ve nehirin dibini boylamıştır) tüm Yüzük'lere hükmeden
Tek Yüzük'ü yine şans eseri bulan,
Gollum ile kesişir. Gollum, bu olaydan yaklaşık 2500 yıl sonra nehirin dibinde Tek Yüzük'ü bulan kendi içine kapanık, kendiyle konuşup duran hafif şizofrenik zavallı bir hobbittir, gerçek adı ise
Sméagol'dür. Böyle bir gücü karşısında bulunca tüm zaaflarına yenik düşmüş, halkından soğumuş, tüm canlılardan nefret etmiş adeta Anathema'yı keşfetmiş bir emo gibi tek aşkı ve kıymetlisi Tek Yüzük'le beraber
Sisli Dağlar'ın derinliklerine yerleşmiştir. 500 yıl boyunca Tek Yüzük ve Gollum burada yaşarlar ancak yine şans eseri Bilbo, Gollum ile karşılaşır ve Tek Yüzük'ün hilesi ile Bilbo'nun ellerine geçer ve Gollum'u terkeder.

Bunun üzerine Gollum yeryüzüne çıkar, Bilbo ve Tek Yüzük'ü aramaya başlar; işte
The Hunt for Gollum da buradan itibaren başlamaktadır; olanları öğrenen Gandalf, eski dostu ve Isildur'un varisi olan sürgündeki kuzeyli
Dunédain kolcusu
Arathorn'un oğlu
Aragorn'dan, Gollum'u bulmasını ister çünkü Gollum'da Tek Yüzük hakkında düşmanın eline geçmemesi gereken bilgiler vardır: ''
Shire, Baggins!'' yani Shire'da Baggins ailesi Tek Yüzük'ü bulmuş ve himayesine almıştır, bu bilgi yeterince güçlenmiş ve Orta Dünya'ya saldıracak ordusunu hazırlamış olan Sauron için çok önemlidir, Tek Yüzük'ü ele geçirirse önünde kimse duramayacaktır; bu nedenle Aragorn'un görevi çok önemli ve acildir, koca Sisli Dağlar'da Gollum'u bulmak zorundadır ki bu arayış hakkında gram bilgim yoktur, sadece Aragorn'un Gollum'u yakaladığını ve güvenlice hapis tutulabileceği
KuytuOrman'daki
Thranduil'in Elf Krallığına teslim ettiğini ki Thranduil,
Legolas Yeşilyaprak'ın babasıdır, lakin birkaç yıl sonra buraya bir ork saldırısı olduğunu ve Gollum'un buna mahsuben kaçtığını biliyorum. Bunların üzerine arif Gandalf, Tek Yüzük ile Gollum'un bir ilişkisi olduğundan şüphelenen bir gücün, bu orkları bilerek buraya saldırı için yolladığını anlar (keza KuytuOrman'da en basitinden ork katili
Beorn yaşamaktadır, ve kendisi
Tom Bombadil gibi bir druid ve şekil değiştiricidir ve ork, warg , goblin avlamaya bayılır.) ancak Gollum orklarca yakalanıp
Mordor'a götürülür ve efsane işkence görür, sonunda da sonu gelmeyen saçmalamalarından iki kelimeyi çekip çıkartırlar ''Shire, Baggins!''; Bunun üzerine Kuzeyin eski ve lanetli krallıklarının en güçlüsü olan
Angmar'ın cadı kralı
Dwimmerlaik önderliğindeki tüm, Sauron'a boyun eğmiş dokuz yüzüklerin taşıyıcıları olan,
Nazgul'ler, Baggins'leri bulup ümüklerini sıkızlayıp g.tlerinden kan almak için Shire'a doğru yola çıkar, hatırlatiim o zamanlar şırınga falan da yok.

Bu nedenle çok merak ediyorum, filmi böyle de değerli bir konu üzerine çekmeleri mükemmel bir tercih olmuş adeta ama Aragorn'un duygusal buhranlarını yansıtabilecek bir oyuncu seçmişlerdir diye umuyorum çünkü Aragorn, bu uzun ve yalnız yolculuğunda sürgünde olmanın ağırlığı, insanların dünyasının tahtının varisi olması ve Dunédain soyunu tüketmek için peşinde olan kelle avcılarının endişesi ile yol almaktadır. Uzun lafın kısası Aragorn olmak için doğmuş olan yüzünde her daim bir melankoli ama cesaret olan
Viggo Mortensen gibi bir herif lazım gelmektedir bu rol için, umarım öyledir de...

Aslında bu, çekilmekte olan film için
The Hobbit ve
The Lord of the Rings: Trilogy arasındaki olayların en dolusunu anlatıyor diyebiliriz. Çünkü önümüzdeki bir iki sene içinde The Hobbit beyazperdeye yansıyacak, hazırlıksız izlemeyelim derim, ben demem tabii, hepsini biliyom ben, yiyeceğimi yedim, sizi düşünüyorum...


